1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı, Disk Emekli-Sen İnebolu Şubesi ve Eğitim-Sen İnebolu Temsilciliği tarafından Atatürk Anıtı önünde yapılan basın açıklamasının ardından halaylarla kutlandı.

İstiklal Marşının okunmasının ardından çelenk sunma töreni gerçekleştirilirken Eğitim-Sen Kastamonu Şubesi Başkanı Mirati Madak, Eğitim-Sen İnebolu Temsilcisi Rıfat Kızıltan, Disk Emekli-Sen İnebolu Şube Başkanı Muammer Çelik, Disk Emekli-Sen Bölge Temsilcisi Hasan İlyasoğlu birer konuşma gerçekleştirdi.

Bin ton hamsi İnebolu’dan karaya çıktı Bin ton hamsi İnebolu’dan karaya çıktı

Kutlamaya, İnebolu CHP İlçe Örgütü, Eğitim Sen Kastamonu Şube Başkanı Mirati Madak, Disk Emekli Sen İnebolu Şube Başkanı Muammer Çelik, Disk Emekli sen Bölge Temsilcisi Hasan İlyasoğlu, Kastamonu Abana, Bozkurt, Taşköprü'den Eğitim Sen ve Disk Emekli- sen üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

BU ÜLKEDE HER BEŞ ÇOCUKTAN BİRİ DAHA HAYATININ İLK BAHARINDA İŞÇİ OLARAK ÇALIŞIYOR

Eğitim Sen Kastamonu Şubesi Başkanı Mirati Madak yaptığı konuşmada; “Dünyanın ve yurdun neresinde olursa olsun yüreği aydınlık bir gelecek için çarpanlara buradan, emeğin kürsüsünden selam gönderiyoruz. Selam olsun! Çocuklarına onurlu bir gelecek bırakmak için direnlere, Sömürü, talan, yağma ve baskı düzenine direnenlere, sabahın sahiplerine bin selam olsun. Dostlar, dünyada ve ülkemizde kapitalist barbarlığın yarattığı yıkımın faturası her geçen gün büyüyor. Her baktığı yerde doların yeşilini, petrolün siyahını gören kapitalist barbarlık çarklarını milyonlarca işçiyi, emekçiyi her gün daha fazla sömürerek döndürmeye devam ediyor. Savaş ve çatışmalarla, nükleer santrallerle, siyanürlü maden aramalarıyla atmosfere, toprağa saldığı zehirli gazlarla, atıklarla doğamızı mahvediyor. İster mavi yakalı olalım ister beyaz yakalı. İster asgari ücretli olalım ister emekli. İster küçük esnaf olalım ister çiftçi.. İster atık kâğıt işçisi olalım ister en temel hakkı olan barınma hakkı yok sayılan, "yurtsuz" bırakılan üniversite öğrencisi.. Hiç fark etmiyor. Her krizin faturası bizlere kesiliyor. Her sabah yoksulluğun ve işsizliğin arttığı bir güne uyanıyoruz. Geniş tanımlı işsiz sayısı 10 milyona dayandı. Çalışma çağında olan her dört kişiden biri işsiz. Her üç kadından biri işsiz. Her 3 çalışandan biri kayıt dışı çalıştırılıyor. Çocuklarımızın geleceği MESEM ve CEDES projeleri ile karartılıyor. Bu ülkede her beş çocuktan biri daha hayatının ilk baharında işçi olarak çalışıyor. Çalışma yaşamı güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediliyor. Geçtiğimiz genel seçim öncesi söz vermelerine rağmen kaldırılmayan mülakat sistemi ile torpilin kapısı sonuna kadar açılıyor, liyakat yok sayılıyor. Her gün ortalama beş canımız işçi cinayetleri ile aramızdan koparılıyor. Maliyet gerekçesi ile alınmayan önlemler ve yapılmayan denetimler nedeni ile ülkemizin işçi cinayetlerinde Avrupa'da birinci, dünyada üçüncü olma tablosu değişmiyor. Sendikal hak ve özgürlüklerimiz, toplu sözleşme ve grev hakkımız bir yana en temel insan haklarımız bile ayaklar altına alınıyor. Dostlar, yıllardır hayata geçirilen IMF'siz IMF programı ile hepimize çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet dayatıyorlar. Ülkemiz "Asgari Ücretliler Ülkesi" ne dönüştürüldü. ‘’

BU DÜZENE ARTIK YETER DİYORUZ

Başkan Madak sözlerini şöyle sürdürdü ; ‘’ Emeğin milli gelirden aldığı pay son yirmi yılın en düşük noktasına indi. Açlık sınırı 24 bin TL'yi yoksulluk sınırı 65 bin TL'yi aştı. Buna karşın her iki emekliden biri 10 bin TL aylıkla, 10 milyon asgari ücretli 17 bin TL ile yaşam savaşı veriyor. Ortalama kamu emekçisi maaşı yoksulluk sınırının yarısına bile ulaşmıyor. Gelir adaletsizliği uçurumu gittikçe büyüyor. Toplumun en zengin yüzde 1'i toplam servetin yüzde 40'ını elinde tutuyor. %99'u olarak bizler ise geriye kalan yüzde 60'ı paylaşıyoruz. Bizler hakkımızı aramayalım, birlik olmayalım diye her yolu mubah görüyorlar. İnancımızdan dilimize, siyasi düşüncemizden cinsiyetimize her alanda ayrımcılığı kışkırtıyor. Bizi karşı karşıya getirmeye, bölmeye hatta düşmanlaştırmaya çalışıyorlar. Bugün karşımızdaki tabloda bir tarafta karın tokluğuna çalışan milyonlar var.Diğer tarafta faizden, ranttan, hazine garantili ihalelerden semirenler.Bir tarafta her dördünden biri yatağa aç giren, bir öğün yemekleri tasarruf diye kesilen çocuklarımız var. Diğer tarafta yurt dışında yat kulübünde yediği ıstakoz yemeğini sosyal medya hesabından paylaşanlar...Meclis bahçesinde kebap partisi verenler.. Dostlar, ekmeğimizin her geçen gün küçüldüğü, Haklarımızın, özgürlüklerimizin ortadan kaldırıldığı, Her seferinde bizim değil, sermayenin, patronların yüzünü güldüren Bu bozuk düzen, bizim düzenimiz değil. Bu düzene ARTIK YETER diyoruz. Her fırsatta eğitim biliminin en temel ilkelerine aykırı davranan laiklik, bilimsellik ve kamusallık ilkelerini ortadan kaldıran, Tarikat ve cemaatler ile eğitim alanını kuşatan, ÇEDES vb projelerle dindar ve kindar nesil hedefi için Anayasa ve yargı kararlarına meydan okuyan, Çocuğun üstün yararını gözetmeyen bir iktidarın yeni bir müfredat programı hazırlama ehliyeti ve meşruiyeti yoktur diyoruz! Bizler; Emeğin sömürülmediği, %1'in değil, %99 un mutlu yaşadığı, Herkesin güvenceli, insanca çalıştığı bir işinin ve gelirinin olduğu, Ekonomik krizlerin, salgınların faturasının emekçilere yıkılmadığı, Sendikal hak ve özgürlüklerin önünün açıldığı, grevlerin yasaklanmadığı Çocuklarımızın okula aç gitmediği, laik ve bilimsel eğitimden mahrum bırakılmadığı bir ülke istiyoruz. ‘’ dedi.

İŞÇİ, EMEKÇİ, EMEKLİ, ÖĞRENCİ KOL KOLA, OMUZ OMUZA YÜRÜYECEĞİZ!

Disk Emekli-Sen Bölge Temsilcisi Hasan İlyasoğlu; ‘’ 1 Mayıs’ta emeklilerin sesi olmak; işçinin, emekçinin şanlı yürüyüşüne omuz vermek için alanlarda, sokaklarda, meydanlardayız!, Korkuyorlar dostlar! O günün yaklaştığını; zorbaların gideceği günün yaklaştığını görüyorlar! Koltuklarını kaybetmekten, kasalarının kilidinin kırılmasından korkuyorlar! Korkmakta haklılar!, Korktukları için “Yasak!” diye bağırıyorlar. Korktukları için ne yargı kararı tanıyorlar ne hak ne de hukuk. Onlar yasakladıkça bizler alanları doldurmaya, marşlarımızı onurla söylemeye, sloganlarımızı coşkuyla haykırmaya devam ediyoruz. Bu 1 Mayıs’ta da Taksim’de, Tandoğan’da, ülkenin dört bir yanında haklarımızı, taleplerimizi haykıracak; işçi, emekçi, emekli, öğrenci kol kola, omuz omuza yürüyeceğiz!

SINIF MÜCADELESİNDEN EMEKLİ OLMAYACAĞIZ

Ekonomik ve toplumsal krizi, halkı yoksullaştırarak, halka kemer sıkma politikaları dayatıp sermayenin kasasını doldurarak yönetmeye çalışanlara karşı, İşçinin insana yakışır iş, emeklinin insana yakışır emeklilik hakkını gasp edenlere karşı, Canımıza susamış bu iktidara, bizleri adaletsiz vergilerle her gün yeniden ve yeniden soyanlara karşı, Saraya, sermayeye, lüks ve şatafata, savaşa kaynak var; emekliye kaynak yok diyenlere karşı, Milyonlarca emekliyi, hazine katkılı 10 bin liralık aylıklara mahkûm edenlere karşı, Gençlerin işsiz olduğu bu ülkede, emeklileri yaşamak için çalışmak zorunda bırakanlara karşı, Bölüşüm ilişkilerinde adalet, vergide adalet, ülkede adalet demek için, Sınıf mücadelesinden emekli olmadığımızı haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlardayız, meydanlardayız!

Demokrasi Mücadelesinden Emekli Olmayacağız: Tüm bunlar karşısında, insan onuruna yakışır bir emeklilik yaşamı için birleşen, örgütlenen emeklilerin sendikal hak ve özgürlüklerini gasp edenlere karşı, Grevleri, meydanları, gerçek gazeteciliği, halkın vekili olmayı yasaklayanlara karşı, Kamusal nitelikteki tüm hizmetleri; eğitimi, sağlığı, taşı, toprağı özelleştirenlere karşı, Kadına yönelik şiddete, kadın cinayetlerine karşı İstanbul Sözleşmesine, ILO 190 sayılı sözleşmeye sahip çıkmak için, Emekliler olarak yerel seçimlerde gösterdiğimiz kırmızı kartı, bir kez da alanlardan haykırmak için, Hak, hukuk ve adalet talep etmek; demokrasi mücadelesinden emekli olmadığımızı haykırmak için 1 Mayıs’ta alanlardayız, meydanlardayız!, İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs’ta, dünyanın dört bir yanındaki sınıf kardeşlerimizle, sınıf mücadelesinden emekli olmayan emekli yoldaşlarımızla birlikte; eşit, özgür, adil ve demokratik bir gelecek için haykıracak; gelecek güzel günleri hep bir ağızdan müjdeleyeceğiz.. Yaşasın 1 mayıs!, yaşasın disk!, yaşasın emekli-sen!, disk emekli-sen… ‘’ dedi.

BİZİ YOK SAYAMAZSINIZ, BİZ BURADAYIZ

Eğitim Sen İnebolu Temsilcisi Rıfat Kızıltan yaptığı konuşmasında; ‘’Bu ülkenin emeği ile geçinen tüm kesimleri gibi bizim de iyiyi, güzeli, umudu yaşatmaya ve büyütmeye ihtiyacımız var. Çünkü:  Bizi hem kamu emekçisi hem de vatandaş olarak yıllardır yok sayıyor, “kapı kulu” olarak görüyorlar.  Maaş artışlarımızda yaşadığımız gerçek enflasyonun yarsına bile denk gelmeyen TÜİK enflasyonunu temel alıyor, soframızdaki ekmeği dilim dilim küçültüyorlar.  Hepimize çalışırken yoksulluk, emeklilikte sefalet dayatıyorlar. Açlık sınırı 24 bin TL’yi yoksulluk sınırı ise 63 bin TL’yi aştı. Çalışırken aldığımız ortalama maaş yoksulluk sınırının yarısına, emeklilikte aldığımız maaş ise açlık sınırının yarısına kadar düştü.   Kamu alanını güvencesiz onlarca istihdam türü ile parça parça ediyorlar. Yıllardır mülakat sistemi ile torpilin kapısını sonuna kadar açıyor, liyakati ortadan kaldırıyorlar.  Bizler hakkımızı aramayalım, birlik olmayalım diye her yolu mubah görüyorlar. İnancımızdan dilimize, siyasi düşüncemizden cinsiyetimize, doğduğumuz yerden tuttuğumuz takıma kadar her alanda ayrımcılığı kışkırtıyor. Bizi karşı karşıya getirmeye, bölmeye hatta düşmanlaştırmaya çalışıyorlar.   Eleştireni, sorgulayanı, soru soranı, hak, hukuk, adalet isteyeni susturmak için memlekette ne Anayasa ne de hak hukuk bırakmıyorlar.  Bunlar yetmezmiş gibi her krizin, her felaketin faturası bize yıkılıyor. Bizden alıp patronlara veriyorlar. Fakirin, dar gelirlinin boğazından kesip zenginin kasasını dolduruyorlar.

ANCAK BU BÖYLE GİTMEZ!

Bize güvencesiz istihdamı, kölece çalışmayı, açlık sınırında bir yaşamı reva gören, Ekmek kadar, su kadar ihtiyacımız olan adaleti, demokrasiyi, sendikal haklarımızı özgürlüklerimizi ortadan kaldıran, Savaş politikalarıyla halkları düşmanlaştırarak iktidarda kalmaya çalışan Her seferinde bizim değil,  zenginlerin, sermayenin, patronların yüzünü güldüren, Bu düzenin bize tek vaadi daha fazla yoksulluk, daha fazla sefalet, daha fazla baskıdır.  Ancak bu böyle gitmez!  İnsan, emek ve doğa düşmanı bu düzene ARTIK YETER demenin vakti çoktan geldi!, Her şeye rağmen gelecek güzel günlere olan umudumuzu kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz.   Çünkü tüm baskılara, olumsuz koşullara rağmen emeğin, emekçilerin sürdürdüğü mücadele üzerimize çöken karabulutları dağıtıyor.  31 Mart seçimlerine, işçisinden kamu emekçisine, emeklisinden asgari ücretlisine, kadınından gencine bozuk düzenin çarkları ile ezilen milyonlar “Bizi Yok Sayamazsınız, Biz Buradayız!” dedi.

EMEKLİLERİNDE MUTLAKA TOPLU SÖZLEŞMELİ SENDİKAL HAKLARI VERİLMELİDİR

Disk Emekli Sen İnebolu Şube Başkanı Muammer Çelik ise yaptığı konuşmada; ‘’  1 Mayıs emeğin alın terinin olduğu her alanda çalışan hizmet veren herkesin bayramıdır. Tabi ki bu hizmetleri verip emekli olan dostlarımızda bir bütünlük İçinde kutlamak tek amacımızdır. Ülkemizde son yıllarda artan hayat pahalılığı ve enflasyon nedeniyle ücretli ve emeklinin insan yaşam koşulları yok edilmiştir. Emekli aylıklarının oranları düşürülmüş adeta maaş bağlama yoksulluk ve davetiye çıkartılmıştır. Sorunların aşılabilmesi için devletin emeklilik yasalarında sosyal güvenlik sistemindeki eksiklikleri giderip yeniden hazırlanmalıdır.  Bu sorunları aşılabilmesi için sesimizin, duyulması ve isteklerimizin göz ardı edilmemesi için çalışanların ve emeklilerin mutlaka örgütlenmesi yani sendikalaştırılması gerekir.  Emeklilerinde en az çalışanlar kadar sendikal haklardan faydalanması gerekir. Bu anayasanızın eşitlik ilkesine göre alınması gereken bir haktır. İsteklerimiz bellidir, Çalışanlara bak edilen ücreti vermek, emeklileri de en az çalışanlar kadar ücret verilmelidir. En düşük emekli maaşı asgari ücretin altında olmamalıdır, Emeklilerin sendikal haklarını vermeyerek anayasamızın eşitlik ilkesine aykırı durum oluş maktadır. Emeklilerinde mutlaka toplu sözleşmeli sendikal hakları verilmelidir. En düşük emekli maaşları asgari ücretin altında olmamalıdır. Emekli ikramiyeleri asgari ücret düzeyinde olmalıdır. Bu gün emekli maaşları açlık seviyesinin altında kalması yoksulluk ve açlık emeklinin Kederi olarak karşısına çıkmıştır, Emekliler, dul ve yetimler açlık ve yoksulluk ücretine maruz bırakılmamalıdır, Emekliye milli gelirden pay yansıtılmıyor kazançlar arasında korkunç, uçurum. Ortaya çıkıyor.  Bu nedenle emeklilere de büyümeden pay vermek adaleti ve insan yönetimlerinin ilk şartı olmalıdır. ‘’ diye konuştu.

Konuşmaların sonunda Eğitim-Sen Kastamonu Yönetim Kurulu üyesi Ali Turgay Karayel’in sazı eşliğinde canlı müzikle 1 Mayıs hep birlikte kutlandı. Hep birlikte şarkılar ve türküler söyleyen topluluk halaylar çekerek unutulmaz 1 Mayıslardan birini yaşamış oldu.