Bipolar Bozukluk

Bipolar bozukluk kişinin duygu durumunu ve davranışlarını etkileyen ciddi bir ruhsal hastalıktır. Bipolar bozuklukla yaşamak bazen zorlayıcı olabilmektedir. Bu durum kişinin güçsüzlüğü ya da karakter sorunuyla ilgili bir durum değildir. Nasıl ki diyabet olmayı kendimiz seçmiyorsak, bipolar bozukluğuna sahip olmayı da kendimiz seçmeyiz. Bipolar bozukluk, bir çeşit duygu durum bozukluğudur ve duygularla ilerler. Toplum içerisinde her yaş grubundan insanda görülebileceği için, Bipolar Bozukluk önemli risk faktörleri oluşturmaktadır.

İlk olarak, bipolar bozukluk, iki evreden oluşmaktadır. Hastalığın, manik evresi ve hastalığın depresif evresi kişinin yaşamı içerisinde karakterize olmaktadır. Kişinin, yaşamının belli bölümlerinde depresyon belirtileri olurken, uyku düzeninde bozulmalar, yeme düzeninde bozulmalar, çökkünlük, enerji seviyesinde düşüş gibi, yaşamının belli bölümlerinde de enerjinin arttığı, uyku ihtiyacının azaldığı, taşkın bir duygu durum içerisinde olunan, hareketliliğin ve neşenin arttığı, kimi zamanda öfkenin fazlaca arttığı ‘’manik ‘’ adını verdiğimiz dönemler oluşmaktadır. Kendi içerisinde çeşitli türlere ayrılabilen bipolar bozukluk, (Bipolar I, Bipolar II ve Siklotimik Bozukluk) manik belirtilerin özelliklerine göre farklılaşmakta ve ona göre isim almaktadır. Bugün en genel tanımıyla Bipolar I Bozukluğunun kriterlerine göz atıyor olacağız.

Bir diğer adıyla iki uçlu duygu durum bozukluğu olarak da bilinen bipolar bozukluk, kişinin iki zıt kutup içerisinde hareket ediyor olmasından kaynaklandığı için bu ismi almaktadır. Kişinin ‘’Bipolar I’’ tanısı alabilmesi için aşağıdaki özelliklerden en az üç tane mani dönemi özelliklerini sergiliyor olması ve bu özelliklerin en az 1 hafta sürmesi gerekmektedir. Kişi hayatı boyunca sadece tek bir manik epizot geçirdiyse bile, Bipolar I Bozukluğu tanısı alması için yeterli kriterleri karşılamaktadır. Manik epizodunun en belirgin özelliklerine değinecek olursak, kişinin;

  • Kabarmış, taşkın ya da çabuk kızan, olağandışı ve sürekli bir duygu durumu göstermesi,
  • Amaca yönelik etkinliklerde sürekli bir artışın olması,
  • Benlik saygısında abartılı bir artışın varlığı,  ( Örneğin, özel güçleri, yetenekleri ve becerileri olduğuna inanmak),
  • Uyku gereksiniminde azalma olması, (Örneğin yalnızca 3 saatlik bir uykuyla kendini dinlenmiş olarak duyumsar),
  • Her zamankinden daha konuşkan olma ya da insanları konuşmaya tutması,
  • Düşünce uçuşması ya da düşüncelerinin sanki birbirleriyle yarışıyor gibi birbiri ardı sıra gelmesi,
  • Dikkat dağınıklığının varlığı, (Kişinin dikkati, önemsiz ya da ilgisiz bir dış uyaranla kolaylıkla dağılır.)
  • Kötü sonuçlar doğurabilecek etkinliklere aşırı katılmak.( Örneğin; aşırı para harcama, düşüncesizce cinsel girişimlerde bulunma ya da gereksiz iş yatırımları yapmak gibi.),
  • Duygu durum bozukluğunun, toplumsal ya da işle ilgili işlevsellikte belirgin bir düşmeye neden olacak denli ya da kişinin kendisine ya da başkalarına bir kötülüğünün dokunmaması için hastaneye yatırılmasını gerektirecek denli ağır olmalıdır.

Sonuç olarak, bipolar bozukluk, depresif belirtilerin yanında bir de manik özelliklerine ait belirtilerin ortaya çıkması ile ilişkilidir. Bu duygu durum bozukluğunda yoğun mutsuzluktan, enerji dolu taşkınlığa, çaresizlik hisleriyle birlikte, kıpır kıpır ve enerjik olduğu karma duygu duruma varan ciddi değişiklikler söz konusu olabilmektedir. İki epizodun yaşanma aralığı kişiden kişiye değişebilir. Kişi bazen 6 aylık bir depresif süreç içerisindeyken, 1 hafta kadar manik evre yaşayabilmektedir. Depresif ve manik zamanların yaşanmadığı dönemlerde kişi gayet normaldir. Bazen sadece manik dönem yaşanabilir ve kişi depresif belirtiler sergilemeyebilir. Ancak aradaki önemli özellik her iki durum arasında kişinin duygu durumunun gayet normal gözükmesidir. Bazı durumlarda da mix dediğimiz durumlar görülebilir. Yani aynı anda hem depresif hem de manik evrenin var olduğu durumlar görülebilmektedir.

Genellikle, bipolar bozukluklarına yönelik belirtiler, kişilerde 25 yaşından önce başlamaktadır. Kadınlar ve erkekler arasında eşit oranda ortaya çıktığı bilinmektedir. Kadınlar bipolar bozukluğun depresif evresini erkeklerden daha sık deneyimlerler. Bipolar bozukluk çocuklukta çok nadir görülür. Daha önce bahsettiğimiz DEHB tanısı ile bipolar bozukluk karışabileceğinden ayırt etmek son derece önemlidir. Ayrıca ergenlik döneminde bipolar bozukluk daha fazla gözden kaçabilir bir hal alabilir çünkü bunlar ergenliğin doğal seyri olarak gözükebilir. Ve hastalık olarak düşünülmeyebilir.

Bu bağlamda, bipolar bozukluğunun varlığına yönelik belirtiler iyi takip edilmelidir. Tedavi sürecinde kişiye hastalığın anlatılması, aile ile ilişki kurulması, daha başlangıç aşamasındayken hastayı bilgilendirmek son derece önemlidir. Elbette tıbbi bir destek almak tedavilerin etkin bir parçasını oluşturmaktadır. Çünkü ilaç tedavisi kişinin manik semptomlarını azaltacağı için, hastalığın seyrinde yeri son derece önemlidir. Yukarıda bahsedilen depresif ve manik belirtilerinin en az 3’ü 1 hafta boyunca kişide gözlemleniyorsa, mutlaka bir uzman desteği alınması sağlanmalıdır. Aksi takdirde süreç çok daha karmaşık bir hale gelebilmektedir.

Herkese keyifli okumalar dilerim.

Sevgiler.

Kaynak: Semerci, Bengi (2018, 29 Mart) Bipolar Bozukluk