SİYASET

Müzeler Haftası ve İnebolu

Türkiye' de her yıl 18-24 Mayıs tarihleri arasında Müzeler Haftası kutlanır; bu haftada ülkemizin kültür varlıkları tanıtılır, eski eserlerin korunması ve gereği anlatılır. Müzeler Haftasında müzelerimiz ücretsiz olarak açılır, müzeler gezilerek milli kültür ve tarih bilgimiz zenginleştirilir. Ülkemizde Müzeler Haftası kutlanırken ilçemizde 4 önemli tarihi binası göze çarpmaktadır. Bunlardan 2 tanesi kamunun yaptırdığı 2 tanesi duyarlı vatandaşların yaptırdığı binalardır. Müze ve Konakları Önce İnebolu Tanımalı Binalara ilçe dışından ve içinden gelen birçok öğrenci, öğretmen, memur, emekli, ziyaret ederken ne yazık ki ilçe içerisinde yerli ve yabancı turistlerin ilk karşılaştığı esnafların bir çoğu, okullarımızdaki öğrencilerin bir kısmı kurumlardaki memurların çoğunluğu Türk ocağı, İstiklal yolunda Kent Müzesi, Nezihe Battal Kültür Evi, Gabak Gavur Konağı gibi binaların yolunu bilmemektedirler. İlçedeki tarihi binalara ilçe içi ziyaretçi oranı incelendiğinde yoğunluklu olarak Türk Ocağı başı çekerken Kent Müzesine ilçedeki okulların ilgisi %35 civarındadır. Nezihe Battal Kültür Evine ilgi ise % 25 ler dedir. İlçe turizminin geliştirilmesi ele alındığında İnebolu tanıtımında en büyük etkenlerin bir tanesi olan tarihsel faktörde müze ve konaklar geleceği bilinmektedir. Bunun için yetkililerin önce okulları buralara yönlendirilmesi beklenirken, ilçe dışından gelenlerin ilk karşılaştığı her esnafın, taksici ve minibüsçü esnafının bu değerleri öğrenmesi gerekir. İşin özünde İnebolu’da ki tarihi değerleri dışarısı daha çok bilmektedir.

Şapka Nutku ve Türk Ocağı Birçok kişinin dilinde Atatürk Müzesi olarak geçen Mustafa Kemal Atatürk’ün tarihi şapka nutkunu okuduğu Türk Ocağı Binası yaklaşık 13 yıldır ziyaretçi kabul etmektedir. Her yıl yaklaşık olarak 20 bin kişiyi ağırlamaktadır. İlçeyi gezmek için gelenlerin uğrak yeri olan Türk Ocağı binasında Eskişehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in yaptığı Mustafa Kemal Atatürk’ün mumya heykeli, Türkiye’nin tek İstiklal Madalyası, Atatürk’ün bir günlüğüne gelip 3 gün kaldığı sırada kullandığı eşyalar ve kurtuluş savaşında kullanılan birçok tarihi değerli alet ve resimler bulunmaktadır. Türk Ocağı konferans salonunda türlü etkinlik gerçekleştirilmektedir. İlçe dışından gelen gruplara bina Müdüresi Nurhayat Ergün bıkmadan yılmadan yorulmadan küsmeden her seferinde yepyeni bir enerji ile şapka nutkunu sunmaktadır.

Türk Ocağı ve Nurhayat Ergün Bir çok ulusal basın kuruluşunun farklı etkinliklerde ziyaret ettiği ve bina ziyaretçilerinin unutamadığı Nurhayat Ergün Müzeler haftası dolayısıyla Tarihi Türk Ocağına ve ziyaretçilerine olan duygularını İnebolu Postası’na şu sözlerle anlattı; İnebolu Türk Ocağı’nda 13 yıldan beri hizmet vermekteyim. Yıllardır bitmeyen enerjimi heyecanlarımı güne başlarken ettiğim dualarla maneviyata Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Kılık Kıyafet ve Şapka Devrimini yaptığı tarihin izlerini taşıyan Türk Ocağında olmaya buraya hizmet edebilme mutluluğuna ulaşabilmeme bağlıyorum. Çok Onurlu ve gurur verici bir şey burada bulunmak, ve gelen konuklarımızla her gün tarihin tozlu sayfalarında keyifli bir yolculuğa çıkıyoruz. Bu mutluluğu heyecana her gün şart olmak, vakıf olmak çok gurur vericidir. Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk ‘’ Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar da, Kulağım İnebolu’da “ sözüyle İnebolu’ya verdiği önemi, değeri gözler önüne sermiştir. Gencimiz yaşlımız, çocuklarımız kısaca her kesimden insan yıllardır Türk Ocağına akın etmektedir. Burada milli mücadele ruhunu, Atatürk sevgisini iliklerine kadar hissetmektedirler. Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçilerle, İnebolu Türk Ocağı her gün şenlenmektedir. Köy okullarımız da dahil bir çok okul ziyarete gelmektedir. Çocuklar, gençler, burada atalarına minnetlerini sunmakta onun bıraktığı tarihi değerleri burada daha da anlamlandırmaktadırlar.

Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzesi İnebolu Belediyesinin yaptırdığı ilçenin yakın tarihine konu olan İstiklal Yolunda Kent Müzesi 9 Haziran 2017’de ilk ziyaretçisine kapısını aradı. Türkiye’nin dört bir tarafından gelen konukların hayran kaldığı bölgenin belki de tek yakın tarihe ışık tutan İstiklal Yolunda Kent Müzesini bir yılda yaklaşık olarak 10 bin kişi ziyaret etti. Ziyaretçileri ağırlayan eğitimli yetişmiş müze görevlileri gelen gruplara İnebolu tarihini sanki kendileri yaşamış gibi detaylarına kadar anlatmaktadır. Yerli ve yabancı turistlerin yoğun bir şekilde ziyaret ettiği İstiklal Yolunda İnebolu Kent Müzesi ‘’ Dönemin Kastamonu Valisi Abdurrahman Paşa tarafından Sultan Hamid’in talimatı ile 1882 yılında medrese olarak inşa ettirildi. Devamında uzun yıllar İnebolu Belediyesi Hizmet Binası olarak kullanıldı. 1996 yılında geçirdiği yangın sonrasında 1997 yılında boşaltıldı. Yıllarca metruk vaziyette kaderine terk edilen eski Belediye Binası, yeniden kimliklendirilmek üzere 2013 yılında restorasyonuna başlandı. 2014 yılında yapının restorasyonu tamamlandı. İnebolu’nun zengin tarihsel ve kültürel birikimini “kent belleği” misyonuyla geleceğe taşımak, gelecek kuşaklara en iyi şekilde aktarabilmek için, “Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzesi” adıyla kuruldu. “Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzesi” Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün 27.02.2017 tarih E.152962 sayılı makam onayı ile Özel Müze statüsüne geçerek hem Türkiye’de hem de dünyada resmi olarak tanındı.

İnebolu Kent Müzesinin Aldığı Ödüller İnebolu Kent Müzesi 2009 yılında Tarihi Kentler Birliği Tarihi ve Kentler Mirası Koruma Proje Uygulamalarını Özendirme Yarışmasında Proje ödülüne, Tarihi Kentler Birliği tarafından düzenlenen, 2015 Yılı Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması”nda, Restorasyon Uygulama Projesi ile “Başarı ödülüne, Tarihi Kentler Birliği tarafından 2017 yılında düzenlenen Müze Özendirme yarışmasında Müze Özendirme Ödülüne, Yaşayan Şehirler Platformu ve 9 Eylül Üniversitesi işbirliğinde düzenlenen, Şehir Ödülleri Türkiye 2017 Ödül töreninde, Yaşayan Şehirler Umut Işığı Koruma Ödülleri kategorisinde “ Yılın Kent Müzesi” ödülüne layık görüldü.

Nezihe Battal Kültür Evi Bina 1896 yılında inşa edilmiştir. İnebolu Evlerindeki tarihsel doku değiştirilmeden restorasyonu gerçekleştirilmiştir. Evin içindeki kapılar ilk yapım halleri ile doğallığı korunarak yenilenmiştir. Kültür evinin dış cephe görünümü 2 katlı olmasına rağmen binanın içerisine girildiğinde 5 katlı olduğu görülmektedir. Bahçeye inildiğinde ise doğal olarak yapılmış su kuyusunu ve ekmek fırınını görebilirsiniz. Evin içine girdiğinizde üst katlara çıkan birbirine paralel 2 adet merdivenle karşılaşıyorsunuz. Binanın içinde ziyaretçileri bekleyen 4000 adet kitabın yer aldığı zengin bir kütüphane bulunmaktadır.1900 lü yıllarda İnebolu açıklarında İlçenin ticaretini gösteren kömür yakıtlı gemilerin fotoğraflarını yalnız burada görebilirsiniz. 1928 li yıllarda ilçe esnafının kendi imkanları ile kurduğu bando takımı ve 1930’lu yıllarda ülkemizde medeniyete ve çağdaşlığa ilk adım atan İnebolu’lu kadınların fotoğrafları yine burada yer almaktadır. Dr. Salih Osmanoğlu tarafından restorasyonu yaptırılan tarihi bina ilçe turizmine katkı vermesi, diğerlerine örnek olması ve konukların daha rahat ziyaret edebilmesi için İnebolu Belediyesine devredildi. İnebolu Kültür Mirasına örnek olan tipik İnebolu evini ziyaret eden gruplara eğitim almış görevliler tarafından İnebolu’nun yakın tarihindeki yaşam, binadaki zengin fotoğraflarla anlatılmaktadır. Binada bulunan ahşap dokuma tezgahı ile ilçeye ve yöreye ait yöresel bezlerin ve kilimlerin nasıl dokunduğu gelen konuklara anlatılmaktadır.

Gabak Gavur Konağı Kapısını aralayan ziyaretçilerin büyük beğenisini alan Gabak Gavur Konağında ilçe tarihine tanıklık edecek yoğunlukta görseller mevcuttur. Özellikle konaklayanların huzur bulduğu tarihi bina da başkalarına anlatacağı çok önemli eserler bulunmaktadır. İnebolu, Ticaret Odası’nın ilk kurulduğu 1880 li yıllarda İnebolu çevresinde önemli bir cazibe merkezi olmuştu. Kafkaslar’dan,Kırım’dan,Romanya'dan Karadenizi çevreleyen ülkelerden insanlar İnebolu’ya gelip yerleşip buradaki ticaretten pay alma yarışına girmişlerdi.1880 ile 1930 yılları arasında devam eden bu sürecin başlarında Sinop’tan beş parasız, İstavri Ferida adında bir gayrimüslim İnebolu’ya gelir. Kısa sürede İnebolu’nun en zengin tüccarı olur.

İnebolu sevdalısı İsmail Karahan işte bu gayrimüslimi tanıyan aile büyüklerinin taktıkları isimden yola çıkarak ,GABAK GAVURUN GONAGINI satın alıp restore ettirerek İnebolu’ya kazandırdı. Gonak 7 odalı adeta müze, butik otele dönüştürüldü. Kat planı orta hole açılan odalardan oluşuyor. Her odaya ustaca yerleştirilmiş bir banyo var. Kullanılan malzemelerin çoğu müzayededen alınmış tarihi eser. İsmail Karahan diyor ki:”Bu gonağı ticaret amacıyla yapmadım. Para kazanması benim için önemli değil. Amacım İnebolu’ya bir eser kazandırmak.”Aynen dediği gibi oldu. Gabak Gavur’un konağı,degirmenin biraz altında ki un fabrikasının(Cemal ER satın alıp restore etti) hemen karşısında, bir camından geriş tepesini, öbür camından islam tepesini, arka tarafından da düz tarlayı görür. Gabak Gavurun dükkanı da Atatürk anıtının karşısındaki (Albayrakların bu günkü) dükkanıydı.

Nezihe Battal Kültür Evi

Türk Ocağı

Türk Ocağı

Kurtuluşa Giden Yolda, İnebolu Kent Müzesi