İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası yönetim kurulu adına açıklamada bulunan oda başkanı Şakir İşeri, İnebolu Sabahat Bahriyeli Huzurevi’nin kapatılması konusunu gündeme getirerek İnebolu halkını mücadeleye davet etti.

İnebolu TSO Başkanı Şakir İşeri yaptığı açıklamada şunları ifade etti:

“İlçemizin en yüksek istihdama sahip kamu kurumlarından biri olan ve yıllardır kapatılacağı söylentileriyle gündeme gelen Sebahat Bahriyeli Huzurevi, depreme dayanıksız raporu bahane edilerek kapatılmak isteniyor. Şimdi yetkililere sormak istiyoruz:

Bin ton hamsi İnebolu’dan karaya çıktı Bin ton hamsi İnebolu’dan karaya çıktı

İnebolu, fay hattının üzerinde mi yoksa depremde tehlike arz eden bölgelerden biri mi? Eğer bina gerçekten depreme dayanıksızsa, neden güçlendirme için ayrılan kaynaklar engelleniyor? Eğer İnebolu deprem bölgesi ise, 1999 yılı öncesi yapılan birçok kamu binası da aynı şekilde çürük raporu alabilir. Bu binaların hepsi kapatılacak mı?

Güçlendirme yapılması için ödenek çıkarıldığı halde bu ödenek son dakika da neden durduruldu. Ödenek çıkması için uğraşan seçilmiş kişiler ne yazık ki huzur evini kapatmak isteyen atanmış kişilerin anlamsızca egolarını geçemiyorlar.

İnebolu Ticaret ve Sanayi Odası olarak, beş yıl önce ayak oyunlarıyla buradan gönderilen İnebolu Cezaevi'ni unutmadık. Bu nedenle artık kimseye inancımız kalmadı. "Kapatılmayacak" sözü veren hiç kimseye inanmıyoruz, güvenmiyoruz. Bu yolda İnebolu halkı ile mücadelemizi vereceğiz.

Huzurevinde 40’a yakın personel çalışmaktadır. İnebolu’nun çocuklarına, memleket sevdalılarına yine Kastamonu yolu gözükmesin istiyoruz. Zaten zor dönen İnebolu’nun ticari hayatına bir darbe daha vurulmasın.

Rahmetli Dr. Salih Osmanoğlu’nun insanüstü gayretleriyle İnebolu’ya kazandırdığı Sebahat Bahriyeli Huzurevi kapatılmasın. Belki bizler olaya ticari açıdan bakıyoruz, ancak huzurevini kapatmak isteyen karanlık eller ve bu karanlığın arkasına sığınan, koltuk sevdalısı, makam sahipleri, sizlere soruyoruz: Allah ömür verirse, bir gün hepimiz yaşlanacağız. Belki bizler, belki de anne-babalarımız veya bir yakınımız huzurevinde kalmak zorunda olacak. İnsanın son demlerini masmavi deniz ve yemyeşil orman manzarası olan bir huzurevinde geçirmesinde ne gibi bir zarar var?

Buradan tüm İnebolululara sesleniyoruz: Cezaevinde düştüğümüz yanlışa düşmeyelim. Huzurevini kapattırmayalım!”