Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) Su Ürünleri Kanunu’nda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi üzerine söz alan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kastamonu Milletvekili Hasan Baltacı, balıkçıların sorun ve taleplerini Meclis’e taşıdı.
Milletvekili Hasan Baltacı, balıkçılara geriye dönük borçlanma hakkı tanınması için Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapılması gerektiğini belirtirken gırgır avcılığında avlanma derinliğinin 18 metreye düşürülmesi yönünde atılacak her adımın denizlerdeki yok oluşu hızlandıracağına dikkat çekti.
19 maddelik kanun teklifi ile su ürünleri üretimi ve pazarlamasıyla ilgilenen kooperatiflere, kooperatif birliklerine veya köy birliklerine tanınan hakların ve yetkilerin bay-pas edildiğini söyleyen Hasan Baltacı, aynı zamanda teklifin su ürünleri üretimi yapılabilen alanların kiraya verilmesi işlemlerini Kamu İhale Kanunu dışına çıkartırken, balıkçı barınaklarının gerçek ve tüzel kişilere Tarım ve Orman Bakanlığı’nca kiralanabilmesinin önü açtığının altını çizdi.
Bu uygulamanın balıkçılık sektörünün ileride karşı karşıya kalacağı en büyük sorunlardan biri olacağını şimdiden söylemenin mümkün olduğunu kaydeden Milletvekili Baltacı, İnebolu’da balıkçı barınağının Etibakır AŞ. tarafından işletilmeye başlamasıyla baş gösteren sorunları TBMM’de örnek gösterdi.
“CENGİZ HOLDİNG, İNEBOLU LİMANI’NI SADECE
KENDİ ÇIKARLARI İÇİN KULLANMAK İSTİYOR”
Kanun yasalaştığında İnebolulu balıkçıların yaşadığı sorunların hemen hemen tüm balıkçı barınaklarında yaşanacağını kaydeden Milletvekili Hasan Baltacı, “19 maddelik bu kanun teklifini incelediğimizde; Su ürünleri üretimi ve pazarlamasıyla ilgilenen kooperatiflere, kooperatif birliklerine veya köy birliklerine tanınan hakların ve yetkilerin bay-pas edildiğini görüyoruz. Yine bu teklifle; balık sağlığı, kalitesi ve hijyeni ile ilgili eğitim alan Su Ürünleri Mühendislerinin yerine ‘Fahri Su Ürünleri Görevlisi’ adı altında, içi boş bir görevlendirme yapılıyor. Su ürünleri üretimi yapılabilen alanların kiraya verilmesi işlemleri Kamu İhale Kanunu dışına çıkarılırken, balıkçı barınaklarının gerçek ve tüzel kişilere Tarım ve Orman Bakanlığı’nca kiralanabilmesinin önü açılıyor. Bu uygulamanın balıkçılık sektörünün ileride karşı karşıya kalacağı en büyük sorunlardan biri olacağını şimdiden söyleyebiliriz. Geçtiğimiz hafta bölgem Kastamonu’nun en büyük sahil ilçelerinden İnebolu’da balıkçılarımızın yaşadığı sıkıntıyı meclis sıralarından dile getirmeye çalıştım. Barınak işletmesinin, belediyeler ve kooperatiflerin elinden alınıp gerçek kişilere, şirketlere, holdinglere verilmesinin geçimini denizden sağlayan balıkçılarımızı ve o yerleşim yerlerini nasıl olumsuz etkilediğini anlatmaya çalıştım. Bu konuyu biraz daha açmak istiyorum. İnebolu’nun tarihi limanı AKP’nin bitmek bilmeyen ısrarı sonucu Cengiz Holding’e devredildi. Bugün tarihi İnebolu Limanı’nı Cengiz Holdinge bağlı olan Etibakır A.Ş işletiyor. Hatırlayacağınız gibi Etibakır A.Ş’de kasasında nakit parası, stoklarında hemen nakde çevrilebilir konsantre bakır rezervi ve değerli arazileriyle birlikte Cengiz Holding’e satılmıştı. Etibakır A.Ş limanın ve balıkçı barınağının işletmesini alır almaz ne yaptı biliyor musunuz? Limanın içine girişi, İneboluların gümrük iskelesi mevkiinde balık tutmasını yasakladı. Balıkçı barınağı, liman özelleştirilmeden önce belediye tarafından işletiliyordu. Balıkçı teknelerinin ilçe ekonomisine katkısı göz önünde bulundurularak, barınağa gelen teknelerden balık boşaltma ve barınak ücretleri alınmıyordu. Liman ve barınağın işletmesini devralan Etibakır A.Ş, bugün bu ücretleri misliyle tahsil ediyor. Balık yüklemeye gelen kamyoncular içinde durum farklı değil. Sezon başlayalı 2 ayı geçti ama ilçeye gelen tekne sayısında büyük düşüş var. Çoğu tekne başka bir limana, başka bir barınağa balık boşaltmaya gidiyor. Gelen tekneler ise açığa demirliyor. Bu durumda da tekne personeli ilçeden ihtiyacını karşılayamıyor. Bu durum İnebolu esnafını da derinden etkiliyor. Açıktır ki; Cengiz Holding İnebolu Limanı’nı sadece kendi çıkarları için kullanmak istiyor. Bu kanun çıktığında İnebolu’daki balıkçılarımızın yaşadığı sıkıntılar tüm barınaklara sıçrayacak, maalesef balıkçılarımız büyük mağduriyet yaşayacaktır.” ifadelerini kullandı.
“BALIKÇILARIMIZA GERİYE DÖNÜK
BORÇLANMA HAKKI TANINMASINA İHTİYAÇ VAR”
Ömrü denizlerde geçen ancak sosyal güvencesi olmayan balıkçılara geriye dönük borçlanma hakkı tanınmasına ihtiyaç olduğunu vurgulayan Milletvekili Baltacı, “170 kilometre ile Karadeniz’in en uzun sahiline sahip olan seçim bölgem Kastamonu’nun Cide, Doğanyurt, İnebolu, Bozkurt, Abana ve Çatalzeytin ilçelerini ne zaman ziyaret etsem, balıkçılarımızla ne zaman sohbet etsem iki önemli taleple karşılaşıyorum. 225 teknesi olan Kastamonu’da 2 bine yakın vatandaşımız doğrudan balıkçılık sektöründe istihdam ediliyor. Türkiye genelinde bu sayı 50 binin üzerinde. Ama çoğunun sigortası, sosyal güvencesi yok. 12 metre üzeri tekneler için zorunluluk getirildi ancak ömrü bu denizlerde geçen balıkçılarımıza geriye dönük borçlanma hakkı tanınmasına, Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nda değişiklik yapılmasına ihtiyaç var. Ekmeğini denizden çıkaran balıkçılarımız bizden bunu bekliyor.” diye konuştu.
“LİMANLAR VE BALIKÇI BARINAKLARI HALKINDIR”
Gırgır avcılığı avlanma derinliğinin 18 metreye düşürülmesinin denizlerdeki yok oluşu hızlandıracağını, sucul ekosistemde telafisi mümkün olmayan yaralar açacağını kaydeden Milletvekili Hasan Baltacı, bu konuda da şunları söyledi;
“Diğer bir konu ise AB karasularında 50 metre, bizde 24 metre olan Gırgır avcılığı avlanma derinliğinin 18 metreye indirilmesidir. Bu talebin lehine yapılacak her düzenleme denizlerimizdeki yok oluşun hızlandırılması, sucul ekosistemin idam fermanı anlamı taşımaktadır. Sucul canlı kaynakların korunması ve sürdürülebilir balıkçılık için böyle bir hataya düşülmemesi gerektiğini bir kez daha vurgulamak istiyorum. Unutulmamalıdır ki, limanlar ve balıkçı barınakları halkındır. Unutulmamalıdır ki, denizler geleceğimizdir.”