Kastamonu Aile ve Sosyal Hizmetleri İl Müdürlüğü ve İnebolu Kaymakamlığı tarafından ilçede görev yapan muhtarlara ve kurum çalışanlarına kadına yönelik şiddet, erken yaşta zorla evlilik ve bağımlılıkla mücadele semineri verildi.
İnebolu Kaymakamlığı tarafından düzenlenen ilçe, köy muhtarlarına ve kurum çalışanlarına yönelik bilgilendirme toplantısı Kaymakamlık toplantı salonunda düzendi.
Gerçekleştirilen toplantıda Psikolog Fatma Akkaya tarafından Şiddetin tanımı, şiddet mağduru kadınlara sunulan hizmetler, aile içi şiddetle mücadelede yasal mevzuat, erken yaşta ve zorla evliliklerde yasal mevzuat konuları anlatıldı.
Kadın Hizmetleri Birim Sorumlusu Psikolog Fatma Akkaya; ‘’ Türkiye’de kadınların maruz kaldığı şiddet türü ve herhangi bir şiddet türüne uğrama sıklığı konusunda etki sahibi faktörler şöyle: Evlenme yaşı, eğitim durumu ve medeni hal. Örneğin çocuk yaşta evlenen kadınların cinsel, fiziksel ve duygusal/ psikolojik olmak üzere şiddetin her türüne maruz kaldığını belirten Akkaya, “Çocuk yaşta ve zorla yapılan evlilikler, kendi başlarına, şiddetin bir türü. Erken yaşta ve zorla evlenmek, özellikle kız çocuklarının her türlü şiddet, yoğun ve sık bir şekilde uğramalarına sebep oluyor” dedi.
Akkaya; boşanmış kadınların daha fazla şiddete uğradıklarını da sözlerine ekledi. Araştırma sonuçlarına göre, boşanmış veya ayrı yaşayan kadınların yüzde 75’i fiziksel şiddet maruz kalıyor.
Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet ile eğitim seviyesi arasındaki ilişki hakkında da konuşan Akkaya, “eğitimli olmanın kadınları şiddetten korumadığının” altını çizdi. Öte yandan kadınların eğitim düzeyi arttıkça, şiddetle mücadele konusunda bir mekanizmaya başvurmalarının ve uğradıkları şiddeti paylaşmalarının da arttığını belirtti.
Cinsel şiddetin en az dile getirilen şiddet biçimi olduğuna dikkat çeken Akkaya, araştırma sonuçlarına göre, her 10 kadından birinin cinsel şiddete uğradığını tekrarladı. Cinsel şiddetin en az paylaşılan şiddet türü olmasının sebebi ise Türkiye’de cinselliğin, hâlihazırda, başlı başına bir tabu olması ve toplum olarak cinselliği konuşmaktan kaçınmamız.
Akkaya, “Bu kadar yoğun bir şekilde meşrulaştırılan kadına şiddet meselesinin altında, kadınları suçlu gören ve kadınları sevmeyen bir toplum yapısı var. Böyle bir ortamda kadınlar, şiddetle mücadele konusunda tek başına bırakılıyor. Şiddete maruz kalan her 10 kadından sadece bir tanesi kurumsal bir destek mücadelesine başvuruyor. Ayrıca, katılımcı kadınların yalnızca yarısı uğradıkları şiddeti bir başkasıyla paylaşıyor” dedi.
Eğitimde muhtarlara ve kurum çalışanlarına, kadına yönelik şiddet türleri, şiddet mağduruna yönelik koruyucu tedbirler, şiddet uygulayana yönelik önleyici tedbirler, mağdur destek sistemleri hakkında detaylı bilgiler verildi. Seminerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Alo 183 Sosyal Destek Hattı, Kadın Destek Uygulaması (KADES) ve Alo 112 Acil Çağrı Merkezi üzerinden şiddet görenlerin ya da şiddete tanık olanların şiddete sessiz kalmamak adına başvuru yapabilecekleri de hatırlatıldı. Eğitimde KADES uygulamasının aile içi ve kadına yönelik şiddet olaylarını önlemek için geliştirilmiş resmi bir uygulama olduğu da hatırlatılarak bütün kadınların KADES uygulamasını cep telefonlarına indirilmesi tavsiyesinde de bulunuldu. Verimli geçen program karşılıklı görüş alışverişi ve soru-cevap bölümüyle sona erdi.